Başörtülü Öğrenciye Skandal Engelleme: Bakanlık Yetkilisini Bile Kapıdan Kovdular
14 yaşında, masum bir kız çocuğu, sadece başörtüsü taktığı için okul kapısından içeri adımını atamadı. Okul yönetimi ve yasakçı zihniyetin kalesi Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) üyeleri, bu küçük öğrenciyi demir bariyerlerin ardında bırakarak insanlık dışı bir tavır sergiledi. Yetmedi, devletin en üst düzey temsilcilerinden Milli Eğitim Bakanlığı Genel Ortaöğretim Dairesi Müdürü Yusuf İnanıroğlu’nu bile kapıdan kovarak haddi aşan bir küstahlık gösterdiler!
Olay, 28 Mart 2025 günü sabah saatlerinde patlak verdi. İrsen Küçük Ortaokulu, adeta bir kaleye çevrilmişçesine demir bariyerlerle kuşatıldı. Başörtülü öğrencinin okula girişine izin vermeyen sendikacılar, bu skandal kararlarını savunmak için akıl sınırlarını zorlayan bir inatla direndi. Çocuğun eğitim hakkını gasp etmekle yetinmeyen bu grup, devletin yetkili ismi Yusuf İnanıroğlu’nun olay yerine gelip öğrencinin okula alınmasını talep etmesiyle çıldırmışçasına bir tepki verdi. Bakanlık müdürü, kapıda adeta bir düşman gibi karşılandı ve “Ne arıyorsun burada?” diye azarlanarak geri çevrildi!
Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası Genel Sekreteri Tahir Gökçebel, bu utanç verici tabloda başrolü oynadı. Devlet yetkilisi İnanıroğlu’na karşı hadsizliğin kitabını yazan Gökçebel, “Okul kendi kuralını koydu! Bu okulun ita amiri siz değilsiniz!” diyerek adeta bir diktatör edasıyla rest çekti. Sürgülü kapıyı açmaya çalışan MEB Müdürü’nün karşısına dikilen görevli ise, “Alamam hocam seni!” diyerek devletin temsilcisine kapıyı kapattı. Çaresiz kalan İnanıroğlu, bu rezaletin ortasında alandan ayrılmak zorunda kaldı.
Bu inanılmaz olay, başörtülü bir öğrencinin eğitim hakkının çiğnenmesiyle başlayıp, devlet otoritesinin hiçe sayılmasıyla zirveye ulaştı. Okulun etrafındaki demir bariyerler, sadece bir yapıyı değil, adeta vicdanları ve hakkı hukuku çevreleyen bir utanç duvarına dönüştü. 14 yaşındaki bir çocuğun gözyaşları ve bir devlet yetkilisinin kapıdan kovulması, bu skandalın hafızalardan silinmeyecek korkunç izleri olarak kaldı. İrsen Küçük Ortaokulu’nda yaşanan bu kepazelik, yasakçı zihniyetin ne kadar ileri gidebileceğinin kan donduran bir kanıtı oldu!
