İÜ Raporu: İmamoğlu ve 27 kişinin diploması iptal edildi

Üniversite, belirli dönemlerde verilen diplomaların usule uygun olup olmadığını değerlendirmek amacıyla başlattığı inceleme kapsamında, çeşitli akademik belgeleri ve mezuniyet süreçlerini mercek altına aldı.

Bu çerçevede, farklı bölümlerden mezun olan bazı isimlerin diploma süreçlerinde hukuki ve akademik açıdan tartışmalı noktalar olduğu öne sürüldü.

İmamoğlu ve 27 Kişinin Diploması Mercek Altında

Rapor, İstanbul Üniversitesi’nin ilgili fakülteleri tarafından yapılan titiz bir incelemenin sonucunda hazırlandı.

Ekrem İmamoğlu’nun da içinde bulunduğu 28 kişinin mezuniyet süreçlerinde belirli prosedürlerin tam olarak yerine getirilip getirilmediği araştırıldı.

Üniversitenin incelediği belgeler arasında transkriptler, sınav giriş-çıkış kayıtları ve mezuniyet onay belgeleri yer aldı.

Raporun Şaşırtıcı Bulguları

Hazırlanan raporda, bazı öğrencilerin mezuniyet sürecinde eksik ders veya kredilerle mezun olmuş olabileceği iddia edildi.

Bunun yanı sıra, belli dönemlerde akademik takvimle uyumsuzluk gösteren mezuniyet işlemlerine rastlandığına dair bulguların yer aldığı belirtiliyor.

Özellikle, incelenen diplomaların verilme sürecindeki yönetmeliklere ve akademik prosedürlere tam anlamıyla uyulup uyulmadığı konusu tartışmalı bir hale geldi.

Üniversitenin ilgili kurullarının ve hukukçuların raporu değerlendirdiği, sürecin Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ve diğer ilgili mercilere de iletilerek nihai bir kararın verileceği ifade edildi.

Sürecin Sonraki Aşamaları

Raporun kamuoyuna yansımasının ardından, İstanbul Üniversitesi yönetimi konuyla ilgili resmi bir açıklama yapmadı.

Ancak, önümüzdeki günlerde üniversite tarafından konuyla ilgili daha detaylı bir bilgilendirme yapılabileceği öngörülüyor.

Ekrem İmamoğlu ve diğer isimlerin bu süreçte nasıl bir hukuki yol izleyeceği de merak konusu. Eğer diplomanın iptali yönünde bir karar alınırsa, ilgili kişilerin akademik geçmişleri ve kariyerleri açısından önemli bir hukuki süreç başlayabilir.

Bu gelişmeler ışığında, kamuoyunun ve siyasi çevrelerin süreci yakından takip ettiği, konunun ilerleyen dönemde daha geniş çapta tartışılacağı tahmin ediliyor.

İstanbul Üniversitesi’nin (İÜ) hazırladığı inceleme raporu, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu da dahil olmak üzere 28 kişinin diplomasının iptal edilmesini resmen doğruladı.

Sahte diploma soruşturmasında ortaya çıkan usulsüzlükler, eğitim sisteminde yıllardır süregelen ciddi ihlalleri gözler önüne serdi.

Skandalın Perde Arkası: Usulsüzlüklerin Zincirleme Etkisi

İstanbul Üniversitesi'nin üç kişilik özel heyeti tarafından hazırlanan rapor, 1990 yılındaki yatay geçiş sürecinde yaşanan skandal niteliğindeki ihlalleri gün yüzüne çıkardı.

İşletme Fakültesi Yönetim Kurulu, 27 Haziran 1990’da toplam 55 kişilik yatay geçiş kontenjanı belirlemiş olmasına rağmen, Milliyet gazetesinde yayımlanan duyuruda bu rakamın 60 olarak ilan edildiği tespit edildi.

Ancak skandal bununla sınırlı kalmadı; son başvuru tarihi 14 Eylül olarak belirlenmişken, 12 Eylül’de ani bir kararla kontenjan 80’e yükseltildi.

Özellikle İngilizce İşletme bölümünde ikinci sınıf için ayrılan kontenjanın 10 kişiden 48 kişiye çıkarılması dikkat çekti.

Aynı dönemde diğer bölümlerin kontenjanlarında hiçbir değişiklik yapılmaması ise büyük soru işaretlerine yol açtı.

Raporda, kaç kişinin başvurduğu, hangi kriterlere göre kabul edildikleri ve reddedilenlerin gerekçelerinin hiçbir şekilde açıklanmadığı vurgulanarak, süreçte ciddi bir belirsizlik olduğu açıkça ortaya konuldu.

Manipüle Edilmiş Kayıtlar: Silinen ve Eklenen İsimler

12 Eylül 1990 tarihli karar tutanaklarında yapılan incelemeler sonucunda, bazı isimlerin üzeri silinerek farklı öğrencilerin eklenmiş olduğu tespit edildi.

Örneğin, Alper Tunga ve Hakan Başaran’ın isimlerinin, başka öğrencilerin bilgileri silinerek listeye sonradan dahil edildiği belirlendi. Aynı şekilde, Yelda Eryaman isimli öğrencinin de benzer bir şekilde kayıtlara eklendiği anlaşıldı.

Silinen isimler arasında ise Mehmet Gedik ve Orhan Cem Boyvadaoğlu yer aldı. 19 Eylül’de gerçekleştirilen bir başka toplantıda, toplam 7 Yönetim Kurulu üyesinden sadece 3’ünün imza attığı, buna rağmen kontenjanın gizlice 100 kişiye çıkarıldığı raporda açıkça ifade edildi.

YÖK Kurallarına Aykırı Geçişler: İmamoğlu’nun Kaydı Şaibe İçinde

Raporda en dikkat çeken noktalardan biri, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından belirlenen yatay geçiş yönetmeliğinin tamamen göz ardı edilerek, akademik şartları karşılamayan öğrencilerin kabul edilmiş olmasıydı.

Örneğin, Prof. Dr. Naciye Aylin Ataay Saybaşılı’nın 21 kredi, Ulaş Cenk Pehlivan’ın ise yalnızca 18 kredi ile geçiş yaptığı belirlendi.

Ekrem İmamoğlu’nun durumu ise daha da şaşırtıcıydı. Rapor, İmamoğlu’nun resmi olarak tanınmayan University College of Northern Cyprus adlı bir kurumdan İstanbul Üniversitesi’ne geçiş yaptığını ortaya koydu. Dahası, bu okulun yerine kütüğe "Doğu Akdeniz Üniversitesi" olarak kaydedildiği tespit edildi.

Dil sınavı, başarı sıralaması veya denklik belgesi gibi hiçbir akademik kriterin sağlanmadığı belirtilerek, sürecin tamamen hukuksuz olduğu vurgulandı.

Sorumlular Kim? Hukuki Süreç Başladı

İstanbul Üniversitesi’nin raporu, dönemin İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fuat Çelebioğlu’nu, Yönetim Kurulu üyelerini ve Fakülte Sekreteri Nabi Yücel’i bu usulsüzlüklerin başlıca sorumluları olarak işaret etti.

Yatay Geçiş Komisyonu üyelerinin de sürece dahil olduğu ve bilinçli olarak hatalı işlemler yaptığı ifade edildi.

Raporda, usulsüzlüklerin yalnızca İşletme Fakültesi ile sınırlı olmadığına dair güçlü bulgular bulunduğu ve üniversitenin diğer bölümlerindeki yatay geçiş işlemlerinin de incelenmesi gerektiği önerildi.

Savcılık Devrede: İmamoğlu ve Diğer İsimler İçin Hukuki Süreç Başladı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “resmi belgede sahtecilik” iddiasıyla başlattığı soruşturma, Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) hazırladığı raporun ardından hız kazandı.

Ekrem İmamoğlu’nun ifadesinin alındığı belirtilirken, İstanbul Üniversitesi’nin 28 kişinin diplomasını “hukuken yok hükmünde” ve “açık hata” gerekçesiyle iptal ettiği kesinleşti.

Giderek derinleşen soruşturma sürecinde, hukuki yaptırımların nasıl şekilleneceği ve İmamoğlu’nun siyasi geleceğinin nasıl etkileneceği merak konusu olmaya devam ediyor.

Kaynak: Milliyet gazetesi