Türkiye'nin Eğitim Alanındaki Dramatik Durumu: Milletvekili Sema Silkin Ün'den Çağrı"

Türkiye'nin Eğitim Alanındaki Dramatik Durumu: Milletvekili Sema Silkin Ün'den Çağrı"
Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, Türkiye'nin eğitim sisteminde yaşanan dramatik sorunlara dikkat çekiyor ve kalkınma planlarında eğitimi öncelikli alan olarak belirlenmesini talep ediyor. Ün, PISA sonuçları ve ÖSYM istatistiklerini de gündeme getirerek, fırsat eşitliği ve kaliteli eğitim için...

Türkiye'nin sınırlı doğal kaynaklarına karşın, insan kaynağına sahip olduğunu vurgulayan Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, eğitim alanındaki mevcut durumu ve bu alanda atılması gereken adımları gündeme getirdi. Ün, gençlerin yeterli donanıma sahip olmalarının ve yurt dışında gelecek aramak zorunda kalmamalarının önemini vurguluyor.

Eğitimin, ekonomik büyüme ve istihdamın lokomotifi olarak gördüğünü ve kalkınma planlarında öncelikli gelişim alanı olarak belirlenmesi gerektiğini belirtiyor.

Ün, “Eğitimde hâlimiz nicedir?” sorusunu gündeme getirerek, eğitim sisteminde geniş müzakerelerin yapılamamasını, katılımcılığın benimsenmemesini ve merkezi karar almanın olumsuz sonuçlarını ele alıyor. İstisnai uygulamaların teamül haline gelmesinin, bir sistemin inşa edilememesine yol açtığını vurguluyor. Bağımsız kuruluşların derecelendirmelerini referans göstererek, OECD'nin PISA değerlendirmelerinde Türkiye'nin uluslararası ortalamaların çok gerisinde olduğunu belirtiyor.

PISA ve ÖSYM İstatistiklerinin Gösterdikleri

En son 2018 yılında açıklanan PISA raporuna göre Türkiye, okuma becerilerinde 40’ıncı, matematik okuryazarlığında 42’nci sıradaymış. Ün, bu sonuçları Slovakya, Yunanistan, Şili, Malta, Ukrayna ve Sırbistan ile karşılaştırıyor. PISA sonuçları aynı zamanda, eğitimde fırsat eşitliği konusundaki eksiklikleri de ortaya koyuyor.

Ekonomik durumu iyi olan öğrencilerin yüzde 9'u yüksek performans gösterirken, yoksul öğrencilerin yalnızca yüzde 1'i bu başarıyı elde edebiliyor. Türkiye'nin kendi istatistiklerine göre ise, 2023 ÖSYM sınav istatistiklerinde 100 binin üzerinde adayın 1 değil, sadece 0,5 net bile çıkaramadığı ve puanlarının hesaplanamadığı belirtiliyor.

Çözüm Önerileri ve Çağrılar

Ün, bu dramatik sorunun çözümünün, milli gelirden ayrılan payı azaltmak olmadığını vurgulayarak, eğitimde fırsat eşitliği ve kaliteyi artırmak adına atılacak adımların önemini belirtiyor. Eğitim sisteminin, ülkenin ekonomik büyümesi ve istihdamı için temel lokomotif olduğunu bir kez daha vurgulayarak, eğitimi kalkınma planlarında öncelikli gelişim alanı olarak belirlenmesi çağrısında bulunuyor. Konuya ilişkin şu ifadeleri kullandı;

''Doğal kaynakları sınırlı ülkemiz için insan kaynağımızdan daha önemli ve kalıcı bir gücümüz yok, insan kaynağımızı dünyayla rekabet edebilir bir donanıma kavuşturmaktan başka şansımız yok, o donanıma sahip gençlerimizin geleceklerini yurt dışında aramalarına sebep olma lüksümüz ise hiç ama hiç yok.

Eğitim en temel insan haklarından biri. Bunun için de eğitimi kalkınmamızın odağına yerleştirmek zorundayız. Eğitim başlığının, ülkenin ekonomik büyümesinin ve istihdamının temel lokomotifi olduğu için kalkınma planlarında öncelikli gelişim alanlarına alınmasını teklif ediyoruz. “Eğitimde hâlimiz nicedir?” diye sorsak burada günlerce tartışırız.

Türkiye'de birçok konuda olduğu gibi eğitim konusunda da geniş müzakerelerin yapılamaması, katılımcılığın benimsenmemesi, her önemli kararın merkezden alınması, istisnai uygulamaların teamül hâline gelmesi nedeniyle gerçek anlamda bir sistem inşa edilememesinin sonuçlarını maalesef bağımsız kuruluşların yaptığı derecelendirmelerde görüyoruz.

OECD tarafından yapılan PISA değerlendirmeleri ülke ortalamamızın uluslararası ortalamaların çok gerisinde olduğunu gösteriyor. En son verisi 2018 yılında açıklanan PISA raporuna göre, ülkemiz 79 ülkeden okuma becerilerinde 40’ıncı, matematik okuryazarlığında 42’nci sırada. Hemen arkamızdan gelen ülkeler: Slovakya, Yunanistan, Şili, Malta, Ukrayna, Sırbistan.

PISA sonuçlarının bir uyarısı da eğitimde fırsat eşitliği karnemiz hakkında veriliyor. Toplumsal barış için tüm kesimlerin adil koşullarda eğitim sistemine dâhil olmaları önemlidir. Bu fırsat eşitliğini sağlamaya yönelik adil yaklaşım yakalanamadığı için PISA okuma becerilerinde ekonomik durumu iyi olanların yüzde 9’u, yoksulların ise sadece yüzde 1’inin yüksek performansı yakalayabildiğini gösteriyor.

Yabana bakmayalım, kendi yerli millî istatistiklerimize bakalım. ÖSYM sınavlarında görmezden gelinemeyecek kadar büyük bir nitelik sorunumuz var. 2023 yılı istatistiklerinde 100 binin üzerinde adayın 1 değil, sadece 0,5 net bile çıkaramadığı için puanları hesaplanamadı yani yüz binden fazla gencimiz sıfırı çekti. Bu dramatik sorunun çözümü ise millî gelirden ayrılan payı azaltmak asla değildir.