Kaptan Eda Erdem: Zorluklardan Yıldızlara

Kaptan Eda Erdem: Zorluklardan Yıldızlara
Kaptan Eda Erdem’in zorluklardan yıldızlara uzanan hayat hikayesini okuyun. Voleybola nasıl başladı, hangi takımlarda oynadı, hangi başarıları elde etti ve neden Türkiye’nin en sevilen sporcularından biri oldu.

Her insan hayatta bir şey olmak ister, önemli bir şey yapmak ve bunu başarmak ister. Ancak pek azı buna ulaşabilir. Aslında bir şey olmak değildir mesele, asıl hikaye en iyi olduğu şeyi bulmaktır ve o bulduğun şeyi sürdürebilmek, buna devam edebilmek asıl başarıdır. Çünkü başarının temelinde süreklilik yatar.

Erdem biz onu ülkemiz adına kazandırdığı kupalarla, azimli ve hırslı oluşuyla tanıyoruz. En iyi blok yapan, en iyi servis yapan, en iyi hücum eden oyuncu olmak üzere onlarca ödülü var Erdem’in. Ancak o bir voleybolcudan çok daha fazlası.

Kaptan Eda verdiği bir röportajda “Belgeseli ya da film olsa isminin ne olmasını isterdiniz?” sorusuna “Zorluklardan Yıldızlara” cevabını vermiş. İşte biz de kaptanın zorluklardan yıldızlara olan hayat hikayesini anlatacağız.

Çocukluğu: Futboldan Voleybola

22 Haziran 1987 yılında İstanbul’da doğan Eda Erdem Yugoslav göçmeni bir aileden geliyor. Eda’nın çocukluğu Bayrampaşa’da geçiyor. Aile apartmanında yaşadıklarından kalabalık bir ailede büyüyor.

Smaca hücuma kalkan bir oyuncu olarak hafızalarımızda Eda ancak çocukken çok utangaç, içine kapanık biriymiş. Ekranlarda izlediğimiz oynama hırsını ta çocukluğundan alıyor diyebiliriz. Çünkü okuldan geldikten sonra mahallede sürekli oyun oynar ve neredeyse eve dahi gelmezmiş.

Belki şaşıracaksınız ama o zamanlar voleybol değil futbol tutkunuymuş kendisi. Kuzenleriyle birlikte çift kale maç yaparlarmış. Bilmiyorum belki 9 aylık oynamışlığı bile vardır.

Yaşıtlarına göre boyu epey uzun olunca babası “Futbol sunnilik değil kızım, başka bir şey mi yapsan?” deyince Eda’nın yolu basketbola doğru yönelmiş.

Kader bu ya seçmelerin olacağı gün hastalanmış ve daha da seçmelere gitmemiş. Kısacası basketbol serüveni başlamadan biter.

Gençliği: Beşiktaş’tan Fenerbahçe’ye

Hayatta herkesin en azından bir dönüm noktası olmuştur. İşte Eda Erdem’in belki de ilk dönüm noktası antrenör İsmail Şahin’in kulüp öğrenci taraması görevi sırasında Eda’nın okuduğu okula gelmesiyle başlar.

Dedim ya yaşıtlarına göre epey uzun olan Eda hemen dikkatleri üzerine çeker. 24 Aralık 2000 tarihinde Beşiktaş altyapısında voleybol serüveni başlar Eda Erdem’in. Nereden bilebilirdi ki hayatta en iyi olduğu şeyi bulacağını, bir spora bu derece tutkuyla bağlanacağını ve bu oynadığı oyunla Türkiye’nin kalbinde taht kuracağını.

4 yıl altyapıda Beşiktaş forması giyen Eda Erdem akranlarına nazaran daha yetenekli, daha başarılı bir performans gösterir. 17 yaşında A takıma yükselir. 4 sezon siyah beyazlı takımla oynar ve bunun son iki sezonunda da kaptan olur.

8 sene boyunca Beşiktaş kadın voleybolunda başarılı bir performans gösteren Eda artık 21 yaşındadır ve diğer takımlar tarafından dikkat çekmeye başlar. Gönlünde yatan bir kulüp vardır: Fenerbahçe. Ondan da teklif gelir. Belki voleybola başladığı ilk yıl bile bunun hayalini kurdu kendisi. Eda Fenerbahçe ile Fenerbahçe’de edasıyla kavuşmak ister.

Ancak her şey o kadar basit değildir. Çünkü Beşiktaş Eda Erdem gibi bir oyuncuyu vermek istemez, transferde sorun çıkarır. Uzun uğraşlar sonucunda yoğun görüşmelerin ardından anlaşma sağlanır ve Eda Erdem küçükken tuttuğu takımın formasını giyer.

Eda da transfer olduktan sonra “Zaten artık kalbimdeki kulüpteyim.” açıklamasını yapar. Fenerbahçe kadın voleybol takımı artık daha da güçlenmiştir.

Yetişkinliği: Şampiyonluklar ve Ödüller

Bakmayın Eda Erdem’in genç yaşında olmasına, bugün efsane ise o zamanki başarılarından dolayı efsanedir. Niye böyle söylüyorum? Çünkü 2008-2009 sezonunda play-off final serisinde Eczacıbaşı’nı 3-1 yener Fenerbahçe ve tarihinde ilk kez Türkiye Voleybol Ligi’nde şampiyon olur.

Eda Erdem şampiyonluğu tek başına mı aldı? Hayır. Ancak başarı hiçbir zaman tesadüf değildir. Çünkü daha sonraki senelerde en değerli oyuncu olması, en iyi servis atan oyuncu olması, Fenerbahçe ile kazanmadığı kupa bırakmaması… Bunlar bugünkü Eda Erdem’e, Kaptan Eda’ya yapan en önemli etkenlerdir.

Bilirsiniz hayat sadece güzel anlardan ibaret değildir. Zorluklar da vardır, acılar da. Eda Erdem de bunlardan nasibini almıştır. 2010 yılında annesini kaybetmiştir. Bu onun için çok zor bir dönem olmuştur. Ancak pes etmemiş, aksine daha çok çalışmış, daha çok mücadele etmiştir.

Eda Erdem’in hayatında bir diğer dönüm noktası ise 2012 Londra Olimpiyatları’dır. Türkiye kadın voleybol tarihinin ilk kez katıldığı olimpiyatlarda milli takımımız çeyrek finale kadar yükselmiştir. Bu büyük bir başarıdır. Ancak Eda Erdem için bu olimpiyatlar aynı zamanda bir kırılma noktasıdır.

Çünkü olimpiyatların ardından milli takım antrenörü Marco Aurelio Motta ile aralarında sorunlar çıkar. Motta, Eda Erdem’i milli takım kadrosuna almaz ve onu eleştirir. Bu durum Eda Erdem’i çok üzmüştür. Ancak o yine de voleyboldan vazgeçmemiş, Fenerbahçe’de oynamaya devam etmiştir. 2013 yılında Motta’nın yerine gelen Ferhat Akbaş ile milli takıma geri dönmüştür. O günden sonra da milli takımın kaptanlığını üstlenmiştir.

Bugün: Efsane ve Kaptan

Eda Erdem bugün Türkiye’nin en sevilen, en saygın ve en başarılı sporcularından biridir. Fenerbahçe ile 12 yıldır oynamaktadır ve bu süre zarfında 20’den fazla kupa kazanmıştır. Ayrıca milli takımla da Avrupa ikinciliği, dünya üçüncülüğü gibi önemli başarılar elde etmiştir.

Eda Erdem sadece sahada değil, saha dışında da örnek bir kişiliktir. Eğitime önem veren Eda, Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu’ndan mezun olmuştur. Ayrıca sosyal sorumluluk projelerinde de yer almıştır. Örneğin, “Haydi Kızlar Okula” kampanyasına destek vermiş, kız çocuklarının eğitimine katkı sağlamıştır.

Eda Erdem’in hayat hikayesi bize şunu gösteriyor: Zorluklardan yılmadan, tutkuyla çalışarak, sürekli gelişerek ve başkalarına ilham vererek hayallerimizi gerçekleştirebiliriz. Eda Erdem bunu başardı ve biz de onunla gurur duyuyoruz.

Kaptan Eda Erdem’e voleybol hayatında başarılar diliyoruz. Umarız daha nice kupalar kazanır, daha nice yıldızlara ulaşır.