Kamu İktisadi Teşekkülleri Borç Batağında

2023 yılında kamu iktisadi teşekküllerinin borcu 794,7 milyar TL'ye ulaşarak rekor kırdı. Seçim vaatleri ve ekonomi politikalarının gölgesinde büyüyen bu borç ve görev zararları, Türkiye'nin mali dengesini tehdit ediyor.

Türkiye'nin kamu iktisadi teşekkülleri (KİT), yıllardır ekonomik tartışmaların odağında yer alıyor. Ancak son yıllarda bu tartışmalar, özellikle iktidarın ekonomi politikaları ve seçim dönemlerindeki yaklaşımlarının bir sonucu olarak daha da alevlendi. 2023 yılına ait veriler, bu kuruluşların borcunun 794,7 milyar TL'ye ulaştığını ve görev zararlarının 337,4 milyar TL olduğunu gösteriyor.

Bu rakamlar, Türkiye ekonomisinin sadece bugününü değil, geleceğini de derinden etkileyebilecek mali bir yükü temsil ediyor.

Kamu Sermayeli Kuruluş ve İşletmeler İstatistikleri'nden alınan bilgilere göre, borç miktarındaki bu dramatik artış, iktidarın seçim dönemlerinde KİT'leri propaganda aracı olarak kullanmasının yanı sıra, özelleştirme kararlarının da bir sonucu. İktidarın özelleştirme tercihi, kamu iktisadi teşekküllerini birer birer özelleştirme programına dahil ederken, geride kalanlar borç içinde yüzme durumunda bıraktı. Bu durum, son üç yılda borçların 6 kat artarak 794,7 milyar TL'ye ulaşmasına yol açtı.

Borçların büyük bir kısmı iç borçlardan oluşuyor. 22 kamu iktisadi teşebbüsüne ait veriler gösteriyor ki, borçların 684,4 milyar TL'si ticari bankalar, vergi, çiftçi ve SGK borçları gibi kalemlerden kaynaklanıyor. KİT'ler ve özelleştirme programındaki kuruluşların ticari bankalara olan borcu 204,7 milyar TL, vergi borcu 29 milyar TL ve çiftçilere olan borcu 14,3 milyar TL'yi buluyor. İç borcun en büyük bölümü ise 276,9 milyar TL ile gerçek ve tüzel kişilere olan borçlardan oluşuyor.

Dış borçlar da ciddi bir yük oluşturuyor. KİT'ler ve ilgili kuruluşların 110,3 milyar TL'lik dış borçlarının 98,7 milyar TL‘si Hazine garantili borçlardan meydana geliyor. Bu durum, Türkiye'nin uluslararası mali sorumluluklarını da karmaşıklaştırıyor.

İktidarın seçim vaatleri ve enflasyonu gölgeleme görevlerinden kaynaklanan görev zararı da 337,4 milyar TL olarak kaydedildi. İktidarın ekonomi politikası nedeniyle mali dengeleri bozulan kuruluşlar arasında en büyük görevlendirme gideri, 231,8 milyar TL ile BOTAŞ'ın oldu. Bu kuruluşu, 77,5 milyar TL ile EÜAŞ ve 21,4 milyar TL ile TMO takip etti.

Türkiye'nin mali sağlığını tehdit eden bu durum, sadece ekonomi politikalarının gözden geçirilmesini değil, aynı zamanda kamu iktisadi teşekküllerinin yönetiminde ciddi reformların yapılmasını gerektiriyor. Bu mali kriz, sürdürülebilir bir ekonomik büyüme için ciddi zorluklar oluşturuyor ve Türkiye'nin geleceği için önemli soruları beraberinde getiriyor.

Finans Haberleri