Türkiye'nin ekonomik göstergeleri, dördüncü çeyrekteki performansıyla analistleri ve yatırımcıları bir kez daha masa başına topladı. Ekonomik büyüme oranlarından, işsizlik yüzdelerine, ticaret açıklarından hükümet bütçelerine dek geniş bir yelpazede incelenen veriler, ülkenin karşı karşıya olduğu ekonomik meydan okumaların yanı sıra bazı iyimserlik sinyallerini de ortaya koyuyor.
Hisse Senedi Piyasasının Durumu ve Devlet Tahvili Faizleri
Öncelikle, hisse senedi piyasası, dördüncü çeyreğin sonunda 8546 puana gerileyerek, bir önceki çeyreğe göre düşüş gösterdi. Bu düşüş, yatırımcıların risk iştahında bir azalma ve küresel ekonomik belirsizliklerin etkisinin bir göstergesi olarak değerlendirilebilir. Diğer yandan, 10 yıllık devlet tahvili faiz oranlarındaki dalgalanma, piyasadaki likidite ihtiyacını ve risk algısını yansıtıyor.
Ekonomik Büyüme ve İşsizlik
Türkiye'nin GSYİH büyüme oranı, yıllık bazda %4'e gerilese de, çeyreklik bazda bir önceki çeyrek oranlarına kıyasla bir miktar toparlanma gösterdi. İşsizlik oranlarındaki küçük azalmalar, özellikle genç ve kadın nüfusta iş bulma konusundaki zorlukları gündeme getirmekte. Ancak işsizlik oranlarındaki kısmi düşüş, ekonominin yavaş yavaş toparlanma sinyalleri verdiğini düşündürebilir.
Enflasyonun Kontrolü ve Faiz Oranları
Enflasyon oranının yıllık %36'ya gerilemesi, Merkez Bankası'nın para politikalarındaki etkinin bir sonucu olarak görülüyor. Aylık enflasyon oranlarındaki düşüş ise, tüketici fiyatlarındaki istikrarın bir göstergesi olabilir. Faiz oranlarının ise %42.5 seviyelerinde stabil kalması, piyasada dengenin korunmaya çalışıldığının bir işareti.
Dış Ticaret Dengesi ve Cari Açık
Dış ticaret dengesindeki ve cari hesap açığında görülen iyileşme, ihracatın ithalatı karşılama oranının artmasından kaynaklanıyor. Ticaret açığının azalması ve cari açığın daralması, Türkiye'nin dış dünyaya olan bağımlılığının azaldığını ve yerli üretimin güçlendiğini gösteriyor.
İmalat Sektöründeki İyileşme
İmalat PMI endeksinin 52.5 değerine ulaşması, imalat sektöründeki genişlemeyi işaret ediyor. Bu durum, üretim kapasitesinin ve siparişlerin arttığına dair pozitif sinyaller veriyor.
İşletme Güven Endeksi ve Tüketici Güveni
İşletme güven endeksi ve tüketici güveni de yükseliş göstererek, ekonominin farklı kesimlerinde iyimserliğin arttığını ortaya koyuyor. Tüketici güveninin artışı, özellikle iç piyasa dinamiklerinin canlandığını ve tüketicilerin harcama eğilimlerinin pozitif yönde olduğunu gösteriyor.
Sonuç olarak, Türkiye ekonomisinin dördüncü çeyrek göstergeleri, hem meydan okumaları hem de iyimserlik sinyallerini barındırıyor. İşsizlik oranlarının kısmen iyileşmesi, enflasyon kontrol altına alınırken faiz oranlarının istikrar kazanması, dış ticaret dengesinin ve cari hesap açığının iyileşmesi gibi olumlu gelişmeler, ekonominin sağlam bir temel üzerinde ilerlediğini gösteriyor.
Diğer yandan, hisse senedi piyasasındaki düşüş ve devlet tahvili faiz oranlarındaki volatilite, dikkatli bir iyimserlik gerektiren unsurlar olarak karşımızda duruyor. Ekonominin geleceği, iç ve dış faktörlerin kesişim noktasında şekillenmeye devam edecek.