Antalya Büyükşehir Belediyesi'ne ait teleferik hattında, 2017 yılında hizmete giren Sarısu hattı üzerindeki bir direğin kırılması sonucu yaşanan kaza, hem teknik hataları hem de idari eksiklikleri gözler önüne serdi. 12 Nisan'da yaşanan bu trajik olayda, bir kişi hayatını kaybetti ve yedi kişi ağır yaralandı.
Kaza Anı ve İlk Müdahale
Saat 17.28 sıralarında meydana gelen kaza, teleferik direklerinden birinin kırılması ve ardından bir kabine çarpması ile gerçekleşti. Kabin tabanının çarpmanın şiddetiyle kırılması sonucu içerisinde bulunan sekiz kişi yüksekten yere düştü. İhbar üzerine olay yerine sevk edilen AFAD, polis, sağlık ekipleri ve Antalya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü ekipleri, kısa sürede müdahalede bulundular. Yaralılar, bölgeye yönlendirilen helikopterlerle hastanelere kaldırıldı.
Yoğun Kurtarma Çabaları
Kazanın ardından teleferik hattı kullanılamaz hale gelirken, hattın diğer kabinlerinde mahsur kalan 174 kişi için kurtarma operasyonu başlatıldı. Yurt genelinden gelen uzman ekiplerin yanı sıra, gece görüşlü helikopterlerin de destek verdiği çalışmalar 22,5 saat sürdü. Bu süreçte, AFAD, AKUT ve UMKE ekipleri özveriyle çalışarak mahsur kalanları güvenli bölgelere taşıdı.
Adli Soruşturma ve Gözaltılar
Olayın ardından başlatılan adli soruşturma kapsamında, teleferik hattının bakımını yapan ANET firması başta olmak üzere 13 şüpheli hakkında gözaltı kararı çıkarıldı. Gözaltına alınanlar arasında firmaların üst düzey yöneticileri ve mühendisler de yer almakta. Şüpheliler, soruşturmanın ilerleyen safhalarında adliyeye sevk edildi.
Bilirkişi Raporundan Çarpıcı Detaylar
Hazırlanan bilirkişi ön raporunda, kaza ile ilgili dikkat çeken tespitlere yer verildi. Rapora göre, kaza; kopan cıvatalar ve direklerdeki deformasyonlar gibi ciddi teknik kusurlar sonucu meydana geldi. Yapılan incelemelerde, bakım ve denetim faaliyetlerinin yetersiz olduğu, gerekli kontrollerin yapılmadığı belirtildi.
Güvenlik Eksiklikleri ve Sonuçları
Raporda, kaza gününe kadar yapılan denetimlerde ciddi eksiklikler ve mühendislik hataları olduğu vurgulandı. Direklerin montajında kullanılan cıvataların zamanla deformasyona uğradığı ve bu yüzden kopma riskinin arttığı ifade edildi. Ayrıca, bakım personelinin mesleki yeterlilik belgelerinin olmaması, yapılan işlemlerin dokümantasyonunun eksik olması gibi idari kusurlar da raporla saptandı.
Bu facia, hem Antalya Büyükşehir Belediyesi'ni hem de ilgili firmaları derinden sarsarken, benzer olayların önlenmesi adına daha sıkı denetimler ve standartlar konusunda ciddi adımlar atılmasının gerekliliğini ortaya koydu. Kazazedelerin ve yakınlarının acısı, yetkililerden alınacak tedbirlerle bir nebze olsun hafifletilebilir umuduyla, soruşturma devam etmektedir.
Sonuç
Antalya'da yaşanan bu talihsiz kaza, alınması gereken derslerle ve yapılması gereken iyileştirmelerle tüm ilgililer için bir uyanış çağrısı niteliğinde. İlerleyen günlerde, yetkililerin bu konudaki tutum ve adımları, kamuoyunun güvenliğine olan inancını ya pekiştirecek ya da sarsacak. Bu süreçte gözler, soruşturmanın sonuçlarına ve alınacak önlemlere çevrilmiş durumda.