Türkiye siyasetinde önemli bir dönemeç olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri, AK Parti'nin yoğun aday arayışları ve iç dinamiklerle gündemdeki yerini koruyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Ezici bir oranla kazanmak dışında hiçbir seçeneğimiz olmadığı bir seçime daha hazırlanıyoruz" açıklaması, partinin seçim stratejisine dair önemli ipuçları sunuyor.
İstanbul, Ankara gibi büyükşehirlerdeki başkanlık yarışı, AK Parti için özellikle kritik bir öneme sahip. 31 Mart seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak Ekrem İmamoğlu'nun kazanması, partinin yeni bir strateji belirlemesine neden oldu. İstanbul'da güçlü bir aday arayışı içinde olan AK Parti, temayül yoklamaları ve sosyal medya üzerinden yürütülen etkinliklerle potansiyel adayları öne çıkarıyor.
Bu aday arayışında, Cumhurbaşkanının damadı Selçuk Bayraktar, eski Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu, eski İçişleri Bakanları, eski Çevre Bakanı Murat Kurum ve Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu gibi isimler öne çıkıyor. Özellikle Göksu'nun, "AK Parti belediyeciliği her zaman İstanbul halkına hizmet sunmuştur" şeklindeki açıklamaları ve Kurum ile olan rekabeti, parti içi dinamikleri gözler önüne seriyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi için yapılan temayül yoklamalarında yaşanan gerilimler, partinin içindeki farklı görüş ve yaklaşımları da ortaya koyuyor. Gazeteci İsmail Saymaz'ın gündeme getirdiği iddialar, bu rekabetin sadece adaylar arasında değil, parti içinde de hissedildiğini gösteriyor.
2019 yılında Binali Yıldırım'ın İmamoğlu karşısında kaybetmesi, Erdoğan'ın bu seçimde kiminle yarışacağı konusunda daha da dikkatli olmasına neden oluyor. AK Parti'nin İstanbul stratejisi, hem partinin iç dinamiklerini hem de genel seçim stratejilerini etkileyebilir.
Bu süreçte, partililer ve kamuoyu, AK Parti'nin İstanbul adayı olarak kimi belirleyeceğini merakla bekliyor. Özellikle İstanbul gibi stratejik bir şehirde kimin aday gösterileceği, Türkiye siyasetinde önemli sonuçlar doğurabilir. Bu yarışta sadece adayların kişisel nitelikleri değil, aynı zamanda partinin geleceği ve Türkiye'nin siyasi yapısı da önemli bir dönüşüm sürecine girebilir.