Güney Lübnan ve İsrail arasındaki tansiyon, son zamanlarda yaşanan olaylarla bir kez daha dünya gündeminin üst sıralarına tırmanıyor. Arap Dünyası Haber Ajansı'nın (AWP) bildirdiğine göre, İsrail ordusu, bugün (Cumartesi) sabah saatlerinde, Lübnan'ın güneyindeki Hizbullah'a ait olduğu belirtilen atış alanlarına ve askeri tesislere yönelik hava saldırıları düzenledi. Bu saldırılar, bölgedeki gerginliği daha da artırıyor.
Saldırıların merkezinde Cebel Balat bölgesi yer alıyor. İsrail ordusu, ayrıca Ayta el-Şaab bölgesindeki bir Hizbullah gözlem noktasını da bombaladığını duyurdu. İsrail topçusu, güney Lübnan topraklarında yer alan Hanin ve Mervahin bölgelerine yönelik olarak 'tehditleri ortadan kaldırmak' amacıyla ateş açtı.
İsrail'in kuzeyindeki Admit kasabasında ise sirenlerin çalması, bölgedeki vatandaşları ve gözlemcileri alarma geçirdi. Bu, İsrail ve Hizbullah arasındaki mevcut gerilimin sadece askeri bir mesele olmadığını, aynı zamanda sivil toplulukları da doğrudan etkilediğinin bir göstergesi.
Güney Lübnan'da ise, Batı Bekaa ve Tuffah bölgesindeki Cebel Safi semalarında İsrail'e ait insansız hava araçlarının (İHA) aralıklı uçuşları gözlemlendi. Bu uçuşlar, İsrail'in bölge üzerindeki istihbarat toplama çabalarının bir parçası olarak değerlendiriliyor.
İsrail saldırılarının etkilediği alanlar, geniş bir coğrafyayı kapsıyor. Çok sayıda güney bölgesi, köy ve kasaba, bu son saldırılardan etkilendi. İsrail Ordu Radyosu'nun bildirdiğine göre, Batı Celile'deki Admit yerleşim birimine iki roket isabet etti. Bu, bölgedeki güvenlik durumunun ne kadar kırılgan olduğunun altını çizer nitelikte.
Dün akşam saatlerinde, güneydeki birden fazla bölgede, özellikle İklim el-Tuffah ve İklim el-Harrub'da şiddetli patlama sesleri duyuldu. Yerel kaynaklara göre, bu sesler muhtemelen sonik patlamalardan kaynaklanıyordu. Bu, bölgedeki askeri hareketliliğin şiddetini ve çeşitliliğini gösteren bir başka önemli detay.
7 Ekim'de Gazze Şeridi'nde başlayan savaşla birlikte, İsrail ordusu ile Lübnan'daki Hizbullah arasındaki sınır boyunca neredeyse her gün yaşanan bombardımanlar, iki taraf arasındaki gerilimin ne kadar derin ve karmaşık olduğunu ortaya koyuyor. Bu gerilim, bölgesel istikrar için ciddi bir tehdit oluşturuyor ve uluslararası toplumun dikkatini çekiyor.
Güney Lübnan ve İsrail arasındaki bu son çatışmalar, karmaşık siyasi ve askeri dinamiklerin bir yansıması. İki taraf arasındaki anlaşmazlık, sadece askeri bir mesele olmanın ötesinde, derin tarihi ve siyasi kökleri olan bir çatışmayı temsil ediyor. Bu son gelişmeler, bölgedeki tansiyonun sadece mevcut aktörler arasında değil, aynı zamanda uluslararası topluluk içinde de nasıl yankılandığını gösteriyor. Bu durum, gelecekteki diplomatik çabalar ve bölgesel güvenlik stratejileri için önemli bir test oluşturuyor.