Son açıklamalarında, Tunceli, Bingöl, Antalya, Kıbrıs ve Marmara Bölgesi'nde potansiyel büyük depremler konusunda önemli bilgiler paylaştı. Görür'ün değerlendirmeleri, ülke genelindeki deprem riskini bir kez daha gözler önüne serdi.
Bingöl Karlıova ve Kıbrıs Çevresi İçin Uyarı
Prof. Dr. Görür, Bingöl Karlıova ve Kıbrıs çevresinde büyük depremler yaşanabileceğini belirtti. Görür, Yedisu Fayı'nın özellikle dikkat edilmesi gereken bir fay hattı olduğunu vurguladı. Yedisu Fayı'nın geçmişte büyük depremler ürettiğini ve bu bölgedeki uzun süreli sismik sessizliğin, gelecekte büyük bir depreme yol açabileceği endişesini taşıdığını ifade etti. Görür, "En çekindiğimiz yerler Bingöl Karlıova’dan başlayıp Erzincan’a kadar devam eden Yedisu-Fayı’dır" şeklinde konuştu.
Helen-Kıbrıs Yayınının Tehlikesi
Prof. Dr. Naci Görür, Helen-Kıbrıs yayının da büyük bir tehlike oluşturduğunu belirtti. Bu bölgenin, özellikle Antalya, Datça ve Kıbrıs’ın güneyini kapsadığını ifade eden Görür, burada uzun süredir büyük bir depremin meydana gelmediğini söyledi. Helen-Kıbrıs yayının geçmişte büyük ve yıkıcı depremler ürettiğini hatırlatan Görür, "1856 senesinde bu yay, 9’un üzerindeki büyüklükte bir deprem üretti" dedi. Bu tür büyük depremlerin tekrar yaşanabileceği ihtimalinin yüksek olduğunu vurguladı.
Marmara Bölgesi İçin Beklentiler
Görür, Marmara Bölgesi'ndeki deprem riskini de gündeme getirdi. Çanakkale'deki 4,7 büyüklüğündeki depremin, Kuzey Anadolu Fayı'nın orta kolu üzerinde meydana geldiğini belirten Görür, bu tür küçük depremlerin fay bölgelerinde zaman zaman görülebileceğini söyledi. Ancak, asıl büyük ve yıkıcı depremin Kuzey Anadolu Fayı'nın kuzey kolunda gerçekleşmesini beklediklerini ifade etti. Görür, bu bölgedeki deprem riskinin yüksek olduğunu ve halkın bu konuda bilinçli olması gerektiğini vurguladı.
Genel Değerlendirme
Prof. Dr. Naci Görür'ün yaptığı açıklamalar, Türkiye'nin deprem riski açısından oldukça önemli ipuçları sunuyor. Bingöl Karlıova, Kıbrıs çevresi ve Marmara Bölgesi gibi kritik bölgelerde potansiyel büyük depremler konusunda yapılan bu uyarılar, ilgili bölge halklarının ve yetkililerin daha hazırlıklı olmalarını sağlamak amacıyla dikkate alınmalıdır. Deprem riskine karşı gerekli önlemlerin alınması, can ve mal güvenliğinin korunması açısından büyük önem taşıyor.