Kan Testleri ile Demansın Erken Teşhisi: Yeni Araştırmalar Umudu Artırıyor

Yeni bilimsel bulgular, kan testleri aracılığıyla demans riskinin çok daha erken tespit edilebileceğini gösteriyor. Bu gelişme, hastalığa karşı önlemlerin zamanında alınmasına olanak tanıyarak umut vadediyor.

Demans, dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen ve giderek artan bir sağlık sorunudur. Norveç örneğinde olduğu gibi, yaşlanan nüfusla birlikte demans vakalarının sayısı artmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü'nün raporlarına göre, dünyada demansla yaşayan 55 milyon kişi bulunmaktadır. Özellikle Alzheimer hastalığı ve frontotemporal demans gibi türleriyle, demansın erken teşhisi ve müdahalesi büyük önem taşımaktadır.

Geleneksel olarak, demans teşhisi hastalığın ilerlemiş evrelerinde, hafıza kaybı, davranış değişikliği ve günlük işlevlerdeki bozulmalar gibi belirgin semptomlar ortaya çıktığında konulmaktadır. Ancak bu aşamada hastalığın geri dönüşü yoktur ve müdahale seçenekleri sınırlıdır. Bu nedenle, demansın erken evrelerinde teşhis edilmesi ve mümkünse önlenmesi için çalışmalar yürütülmektedir.

Nature Aging dergisinde yayınlanan son bir araştırma, bu alandaki bilimsel çalışmalara önemli bir katkı sağlamıştır. Araştırma, 1.500'den fazla kan proteininin incelendiği geniş kapsamlı bir tarama çalışmasını içermekte ve demans gelişim riskini 15 yıl öncesinden tahmin edebilecek biyobelirteçlerin varlığını ortaya koymaktadır. Bu bulgular, demansın semptomlar ortaya çıkmadan tespit edilebilmesi için yeni fırsatlar sunmaktadır.

Araştırmacılar, Birleşik Krallık Biobank verilerinden yararlanarak, 14 yıl içinde demans gelişen 1.417 bireyin kan örneklerini incelemişlerdir. Bu inceleme sonucunda, demansla güçlü ilişkili dört protein (GFAP, NEFL, GDF15 ve LTBP2) belirlenmiştir. İlginç bir şekilde, bu proteinlerin bazılarının seviyeleri, semptomların başlamasından çok önce bile anormal seviyelerde bulunmuştur.

GFAP ve GDF15 gibi bazı proteinlerin, Alzheimer hastalığı için potansiyel teşhis belirteçleri olarak önerilmesi, bu bulguların önemini daha da artırmaktadır. Yüksek GFAP düzeyleri, Alzheimer hastalığına yakalanma olasılığını neredeyse üç katına çıkarabilir.

Araştırmacılar ayrıca, demografik faktörlerle birleştirilmiş dört proteinin kan değerlerini kullanarak bir tahmin modeli geliştirmişlerdir. Bu model, demansın farklı alt tiplerinin, teşhis edilmeden on yıldan fazla bir süre öncesine ait veriler kullanılarak, yüzde 90 doğrulukla tahmin edilmesini sağlamıştır.

Bu çalışmanın sonuçları, demansın erken teşhisi ve müdahalesi için büyük bir potansiyel sunmaktadır. Ancak, bu belirteçlerin klinik tarama aracı olarak kullanılmadan önce daha fazla doğrulanması gerekmektedir. Bu araştırma, demansla mücadelede yeni bir dönemin başlangıcını müjdeleyebilir ve hastalığın önlenmesi veya erken müdahalesi için umut verici bir yol haritası sunmaktadır.

Medya Haberleri